Karenin deforme halleri ilgimi çekiyor.
Daha önce yine ‘’parasite of the subjective’’ ismini verdiğim tablolar çıkarmıştım. Bu üçlü seride de yine deforme kareler kullanmaktan kendimi alamadım.
Benim dünyamda ekranları temsil eden bu karelerin ancak ve yalnızca kendi perspektiflerinden kareliği açıklayabildiğini görüyoruz. Her biri kendi subjektif yargılarıyla şekillendiriyor yansıttılarını. Böylece gerçeklik olarak sunulan değerler -subjektifin parazitiyle- doğru kabul edilen köşeli net kareyi ancak bu kadar gösterebiliyor.
Eskiden TV ekranlarında çıkan gri, cızırtılı parazitin kurguyu keserek sanki bize hatırlatmaya çalıştığı gibi: Ekranlarımızda arttırdığımız çözünürlük her ne kadar içeriği pürüzsüz ve kesintisiz bir şekilde yansıtsa da, maruz kaldığımız ekran subjektifin parazitiyle önümüzde.
The deformed shapes of the frame attract my attention.
I had previously created artworks called “Parasite of the Subjective”. Again, I couldn’t help myself from deforming squares in these artworks.
We see that these squares, which represent screens in my world, can explain squareness only from their own perspective. Each of them is shaped only by their subjective judgments. Thus, the values presented as reality – with the parasite of the subjective – can only show so much of the cornered square that is considered the correct square.
Just as the gray, scratchy noise that appeared on TV screens in the past interrupting the content, maybe tried to remind us: Even though the ‘’resolution’’ we increase on our screens reflects the content smoothly, the screen we are exposed to can only exist with the parasite of the subjective.
Reviews
There are no reviews yet.